NASA’nın Ay’a insanlı inişleri kapsayan Apollo programının üçüncü insanlı Ay görevi olması planlanan Apollo 13, uzayaracının servis modülünde gerçekleşen patlamayla bir ölüm kalım savaşına dönüşmüştü.
Apollo 13’ün servis modülünde patlama sonucu oluşan zararı gösteren bir animasyon. Ay modülü Aquarius’daki astronotlar tarafından çekilen fotoğrafların işlenmesiyle oluşturulmuş.
Astronotların geri dönebilmesi için önce Ay’a kadar gidip çevresinde dönmesi gerekti. Tabii bu süre boyunca hem uzayaracını çalışır durumda tutmalı hem de kendi hayatlarını devam ettirmeliydi.
Servis modülündeki oksijen tankında meydana gelen patlama, yakıt, astronotlar için su ve oksijen sağlama görevini üstlenen ekipmanın kaybı anlamına geliyordu. Çare olarak Ay modülü Aquarius’u bir cankurtaran filikası gibi kullanıldı.
Apollo 13 astronotları şekilleri yüzünden normalde uyumlu olmayan filtre kartışlarını eldeki malzemeyle kullanılabilir hale getirdiler.
Diğer bir sorun ortamda biriken karbondioksit gazıydı. Solunum sonucu açığa çıkan karbondioksit belli bir konsantrasyondan sonra zehire dönüşür. Mürettebatın komuta modülündeki ekstra filtre kartuşlarını kullanması gerekir ancak iki modülde kullanılan filtrelerin şekilleri farklıdır. Astronotlar eldeki malzemelerle bu sorunu aşarlar.
Soyuz uzayaracı (Сою́з) kozmonotları yörüngeye çıkarabilmek amacıyla Sovyetler Birliği’nde tasarlanmış 3 kişilik bir uzayaracıdır.
Soyuz uzayaracını (TMA-2) taşıyan Soyuz roketi.
Günümüzde Rusya Federasyonu (bkz: RKK Energia) tarafından üretilip kullanılan Soyuz, ABD’nin uzay mekiği programını sonlandırmasıyla (2011) beraber yörüngeye insan taşımak için tek seçenek halini aldı. Şu an Uluslararası Uzay İstasyonu’na gidip geri dönen tüm astronotlar bu aracı kullanıyor. Bazı Amerikan şirketleri mürettebat taşımaya yönelik araçlarını geliştirinceye kadar bu durum devam edecek.
Uzay istasyonuna çıkmak üzere olan üç kişilik Soyuz mürettebatı. Soyuz’un ortasında bulunan ayrılma modülü kozmonotlar tarafından yörüngeye çıkış ve yere inişlerde kullanılıyor (bu modül diğerlerinden ayrılarak tek geri dönüyor). Ayrıca yörüngede mürettebatın ihtiyaçlarını giderebileceği bir yörünge modülü mevcut.
Sovyet Birliği 1960’lı yıllarda insanlı ay programına hazırlanmak için mürettebatlı görevleri içeren Voskhod programını yürütmeye başlamıştı. İlk kez birden fazla insanı uzaya çıkarma ve ilk uzay yürüyüşü gibi başarılar elde edilse de bu program devam ettirilmedi ve görevini Soyuz programı aldı. SSCB’nin insanlı ay programını tamamen sonlandırması sebebiyle Soyuzlar esas hedefleri olan Ay’a hiçbir zaman ulaşamadılar ancak onlarca yıldır “en güvenilir uzayaracı” ünvanıyla yörüngeye insan taşımaya devam ediyorlar.
Uzay mekiği görevlerinin sonlanması sebebiyle Uluslararası Uzay İstasyonu’na astronot yollamak için sadece Soyuz uzayaracı kullanılabiliyor.
Soyuz uzayaracının kökeni ve tasarımı
Soyuz uzayaraçları Ay’a gitmek için tasarlanmıştı. En önemli özellikleri ise Amerikalıların Satürn V veya Sovyetler’de geliştirilen N-1 gibi devasa roketler yerine daha küçük roketleri kullanmasıydı.
Peki daha küçük roketlerle bu iş nasıl başarlacaktı?
Yörüngede bulunan bir Soyuz uzayaracı. NASA
Sovyet uzay araştırmalarında önemli işlere imza atmış olan baş tasarımcı Sergey Korolyov ve onun tasarım bürosu OKB-1 (bugün RKK Energia) Soyuz’u tek bir uzayaracının Ay’a gönderilmesi yerine 3 adet uzayaracının daha basit roketlerle (Proton) yörüngeye çıkarılması, bu modüllerin yörüngede kenetlenip daha meydana gelen bu büyük uzayaracının Ay’a gitmesi senaryosuna göre tasarlandı. Soyuz 7K uzayaracı mürettebatı taşırken, 9K itki sistemlerini, 11K ise yakıt tanklarını taşıyacaktı.
Planın özü gereği, daha önce kullanılan tek kişilik Vostok kapsülerinin aksine Soyuz aktif şekilde manevra yapabilen, yörüngede diğer bir uzayaracı ile randevu ve kenetlenme görevlerini gerçekleştirebilecek biçimde tasarlanmıştı.
Bu plan yerini önce 2 uzayaraçlı en sonunda tek uzayaraçlı senaryoya terketti.
Günümüzde Soyuz uzayaracı
Amerikalılar Ay yüzeyinde insanlı keşif için yürüttükleri Apollo programıyla öne geçince Sovyet Ay programı iptal edildi. Ay yüzeyine inmek yerine yörüngede sürekli biçimde araştırmaların yürütülebileceği insanlı uzay istasyonu geliştirmeye yöneldiler. Ay için geliştirilen Soyuz programı böylece uzay istasyonlarına mürettebat ve ikmal sağlama amacına yöneldi.
Soyuz uzayaracı 1971 yılında ilk Salyut uzay istasyonuna iki kozmonot taşıdı. Bu görevler diğer Salyut, Almaz istasyonları daha sonra ünlü Mir ile devam etti, Uluslararası Uzay İstasyonu ile hâlâ sürüyor.
Venera 4 başka bir gezegene ulaşıp atmosferiyle ilgili verileri Dünya’ya göndermeyi başaran ilk uzayaracıdır. Sovyetler Birliği tarafından tasarlanıp üretilmiştir. 18 Ekim 1967 tarihinde Venüs gezegenine ulaşmıştır.
Venüs Dünya’nın kız kardeşi olarak anılır. Boyut bakımından gezegenimize oldukça yakın olsa da atmosfer özellikleri bakımından gerçek bir cehennemi andırır.
Venüs’ün atmosferi o kadar kalındır ki yüzeyde ezici bir basınç vardır. Sıcaklık dünyadan gönderilen elektronik bileşenlerin uzun süre dayanamayacağı kadar yüksektir. Yağmur olarak da saf asit yağışları görülür.
Venüs’e ilk defa ulaşıp atmosfer bilgilerini göndermeyi başaran uzayaracının bir eşi müzede sergileniyor.
Bu haliyle tamamen imkansız bir görev alanı olarak görünse de 1967 yılında Sovyetler Birliği’ne ait Venera 4 uzayaracı Venüs’e erişti ve gezegenin yüzeyine dair gözlem verilerini Dünya’ya ulaştırmayı başardı.
Venera 4 uzayaracının yapısı
Uzayaracının ana gövdesi (bus) yaklaşık 3.5 metre uzunluğunda ve 383 kg ağırlığındaydı. Bu araç gezegenin yörüngesinde kalıp, yüzeye inen kapsülün gönderdiği verileri alarak Dünya’ya iletmekten sorumluydu.
Yüzeye inen kapsül ise 300 g kuvvete dayanabilecek kadar sağlam ve yüksek basınçlı ortamda sıvı veya katı yüzeylere inebilecek biçimde tasarlanmıştı. Atmosfere girdikten sonra hızını düşürmek için paraşüt açılıyor, aynı anda yörüngedeki araçla iletişime geçiyordu.
Venera (Rusça Venüs demek) sondası ölçümlerini paraşütle yüzeye doğru inerken yapıp Dünya’ya yolladı. Yüzeye inmeye fırsat bulamayıp basınçtan ötürü çalışamaz duruma geldiğinde yüzeyden 24.96 km yüksekteydi.
Venera 4 tarafından yollanan bilimsel veriler
Çalıştığı süre boyunca sıcaklığı en yüksek 262 santigrad derce olarak ölçtü. Gelen verilerle yapılan hesaplamalar sonucu yüzeydeki sıcaklığın yaklaşık 500 derece, atmosfer basıncının ise Dünya’dakinin 75 katı olduğu çıkarıldı.
Venera’nın gaz analiz cihazı atmosferin %90-95 oranında karbondioksit içerdiğini (+/- 7 hata payıyla) saptadı. Daha önce (Dünya’daki gibi) çoğunluğu oluşturduğu varsayılan azotun ise hiç olmadığı keşfedildi.
İyonlaştırıcı densitometre (yoğunlukölçer) cihazından gelen veriler, yüzeyin 35 ile 52 km üzerindeki bölgede bulutların gezdiğini gösterdi.
Venera 4 görevinin önemini, ismi bugün James Webb Uzay Teleskobu‘na verilen NASA yöneticisi James E. Webb, “herhangi bir ulusun övünç duyabileceği bir başarı” diyerek vurgulamıştı.
NASA’nın robotik yüzey aracı InSight (Interior exploration using Seismic Investigations, Geodesy and Heat Transport) 26 Kasım 2018 tarihinde Mars gezegenine ulaştı. Araç 2018’in Mayıs ayında fırlatılmıştı.
360 kg ağırlığındaki araç gezgin robotlardan değil; ineceği yer olan Elysium Düzlüğü denilen bölgede sabit olarak kalıp gözlemlerini yapacak. Bunun için gereken enerjiyi 450 Watt’lık güneş panelleri sağlayacak.
Bugüne dek NASA Mars’a pek çok gezgin robot göndermişti. Başka ülkelerin uzay ajanlarıyla beraber farklı uydular da yörüngeden Mars’ı incelemekte. Dolayısıyla Kızıl Gezegen’in yüzeyi, atmosferi, iyonosferi hakkında epeyce bilgi sahibiyiz. InSight ise şimdiye dek araştırma yapılmamış bir alana yönelik özel bir araç: Mars’ın jeolojisi.
İçinde bir sismograf bulunan Mars InSight, Mars’ta sismik aktivite olup olmadığını inceleyecek ve deprem meydana gelip gelmediğini ortaya çıkaracak. Mars’ın çekirdek, manto ve kabuğunun kalınlık, yoğunluk ve diğer yapılarına dair daha çok fikir sahibi olmamızı sağlayacak. InSight görevi sırasında 5 metrelik sondaj gerçekleştirecek. Bu görevin sadece Mars değil, karasal gezegenlerin oluşumuna dair bilgimizi arttırması umut ediliyor.
UFO kazası denilince akla ilk olarak yukarıdaki gibi bir görüntü geliyor. Fakat yukarıdaki gibi görüntüler sahte olduğu gibi anlatacağım hikaye de UFO’lardan çok farklı.
Henüz uzay ajansımız kurulmadı ancak en azından bir kamu kurumu (SGK) uzay uçuşları için hazır. Bir habere göre, SGK’nın tanı sisteminde uzay yolculuğuna dair tanılar mevcutmuş:
V95-V97 Hava ve Uzay taşıma kazaları V95.4 Uzay gemisi kazası yaralanan binici
Geldik işin komik tarafına. Bu tanılar henüz bir uzayaracımız olmamasına rağmen kullanılmakta. Nasıl mı?
İddiaya göre kafasına UFO marka elektrikli ısıtıcı düşen bir kişi, acil servisinde yattığı Ege Üniversitesi hastanesinde uzay gemisi kazası yaralanmaya uğrayan yolcu şeklinde tanılanmış.