Apollo 13

NASA’nın Ay’a insanlı inişleri kapsayan Apollo programının üçüncü insanlı Ay görevi olması planlanan Apollo 13, uzayaracının servis modülünde gerçekleşen patlamayla bir ölüm kalım savaşına dönüşmüştü.

Apollo 13’ün servis modülünde patlama sonucu oluşan zararı gösteren bir animasyon. Ay modülü Aquarius’daki astronotlar tarafından çekilen fotoğrafların işlenmesiyle oluşturulmuş.

Astronotların geri dönebilmesi için önce Ay’a kadar gidip çevresinde dönmesi gerekti. Tabii bu süre boyunca hem uzayaracını çalışır durumda tutmalı hem de kendi hayatlarını devam ettirmeliydi.

Servis modülündeki oksijen tankında meydana gelen patlama, yakıt, astronotlar için su ve oksijen sağlama görevini üstlenen ekipmanın kaybı anlamına geliyordu. Çare olarak Ay modülü Aquarius’u bir cankurtaran filikası gibi kullanıldı.

Diğer bir sorun ortamda biriken karbondioksit gazıydı. Solunum sonucu açığa çıkan karbondioksit belli bir konsantrasyondan sonra zehire dönüşür. Mürettebatın komuta modülündeki ekstra filtre kartuşlarını kullanması gerekir ancak iki modülde kullanılan filtrelerin şekilleri farklıdır. Astronotlar eldeki malzemelerle bu sorunu aşarlar.

kaynak: spacecentre.co.uk |

Mars’a ayak basmada en büyük engel bütçe

Birleşik Devletler İnsanlı Uzay Planları Gözden Geçirme Komitesi veya diğer adıyla Augustine komisyonu nihai raporunu yayınladı. Raporda gelecek 15-20 yılı kapsayacak insanlı uzay çalışmaları için tek bir özel hedef yerine 5 esnek alternatif üzerinde durulmuş.

Ay’a geri dönüş ve Mars’a insan yollamak gibi iki zorlu ve pahalı görevden önce uygulanabilecek daha küçük çaplı projeler önerilmiş. Bunlar Ay ve Mars’ın çevresinde dönmek, bir asteroide, Phobos veya Deimos ‘a inmek gibi daha ufak çaplı projeler.

Şüphesiz bunun en önemli gerekçesi maliyetler. Raporda NASA’nın yıllık 3 milyar dolarlık ek kaynağa ihtiyacı olduğu belirtilmiş. Alçak dünya yörüngeleri için özel teşebbüslere vurgu yapılmakta. Şimdilik geliştirme safhasında olan özel şirketler önümüzdeki yıllarda, en azından alçak dünya yörüngelerinde etkilerini arttıracaklar.

İşte komisyonun beş alternatifi:

1. Diğer programlar olduğu gibi sürdürülür, fakat uzay mekiği programını 2011’e ve Uluslararsı Uzay İstasyonu (UUİ) 2020’ye kadar uzatılır. Fazladan kaynak olmadan, Ares roketleri 2020’ye kadar hazır olamazlar ve Ay’a gitmek için asla yeterli para olmaz.

2. Mevcut bütçe devam ettirilir, Ares I ıskartaya çıkarılır, Ares V’in hafif bir versiyonu geliştirilir (ağır Ares V’in 2/3’ü kadar) ve UUİ’nu 2020’ye kadar devam ettirmek için ekstra fonlar uzay istasyonuna kaydırılır. Ticari LEO (alçak dünya yörüngesi) insanlı uzay aracı satın alınır.

3. Yıllık 3 milyar dolar ek bütçeyle Ay’a gitmek için Constellation (takımyıldız) programını başlatımak. UUİ, 2025 yılına kadar Ay’a geri dönmeye imkan sağlamak için 2016’da yörüngden çıkartılmalı. Bunun anlamı istasyonun Mir’in kaderini paylaşması oluyor.

4. Yıllık 3 milyar dolar ek. UUİ 2020’ye kadar devam ettirilir ve Ay’a 2025 gidilir. Ağır yükseltme için ya Ares V Lite, veya Shuttle-C kullanılır.

5. Yıllık 3 milyar dolar ek. Uzay meekiği programı 2011’e, UUİ 2020’ye kadar sürdürülür. Ay’a ayak basmak yerine, yörüngesine gitmek tercih edilir veya Dünya’ya yakın cisimlere gidilir ve Mars’a gitmek için hazırlanılır. Ares V Lite veya EELV – Evolved Expendable Launch Vehicles (Geliştirilmiş Sarf Edilir Kalkış Aracı) kullanılır.

Görüldüğü gibi, mevcut kaynakları arttırılmadığı taktirde NASA’nın 15-20 yıl içersinde Ay’a gitmesi zor, Mars’a gitmesi ise hiç mümkün değil. NASA’nın kaynaklarının şu an için küresel mali kriz sebebiyle artmayacağı görülüyor.  Ekonomi düze çıktığında ise artıp artmayacağı, artarsa ne kadar artabileceği de belli değil. Bana kalırsa, dış borçlarla yürütülmeye çalışan ABD ekonomisi kolay kolay pahalı bir uzay programını destekleyemez.

Ay ve Mars’a insanlı seferlerin başlamasının tek yolu NASA’nın çokuluslu ortaklıklara girişmesi. Avrupa Uzay Ajansı (ESA), Rusya, Çin ve Hindistan’ın da ya teknolojik yetersizlik ya da ekonomik imkansızlıklar nedeniyle bu işi tek başlarına yapamayacaklarını düşünürsek ortaklık iyi bir seçenek olacaktır. Politik nedenlerle birden fazla ortaklık olması da ihtimaller dahilinde.