15 Ekim

15 Ekim günü gerçekleşen astronomi, uzay ve havacılık alanındaki önemli tarihi olaylar hakkında kısa bilgiler:

15 Ekim 1529’da sona eren Viyana Kuşatması’yla Avrupa’daki hiç sona ermeyecekmiş gibi gözüken Türk ilerleyişi durdu. 20. yüzyılın ilk onyıllarında da havagemileri tüm gökyüzünü fethedecek gibi ilerliyordu…

1582 – Ekim 1582’de eski Jülyen takviminden yeni, Gregoryen takvimine geçiş uygulandı. Mevcut takvimin Dünya’nın yörünge hareketiyle tam uyumlu olmaması sebebiyle, mevsimlertakvimin mevsimlerle aynı döneme denk gelmesini sağlamak için, Papa XIII. Gregory, 1582 yılında, 4 Ekim 1582 ile 15 Ekim 1582 arasındaki 10 günü sildi. Takvim bahsettiğimiz yılda 4 Ekimden direkt 15 Ekim’e geçti. Böylece Miladi takvimde 10 gün hiç olmadı!

Aynalar yaşlanmış gösterse bile / Yaşanmadan geçen ‘günler’ utansın!

15 Ekim 1910’da Airship America isimli havagemisi, Atlantik Okyanusu’nu geçen ilk hava taşıtı olmayı denemek üzere New Jersey’den kalktı. Walter Wellman ve Melvin Vaniman tarafından tasarlanıp uçurulan aracın 6 kişilik mürettebatı yolculuğu tamamlayamadan okyanusa zorunlu iniş yaptı. Ekip buharlı bir gemi tarafından kurtarıldı.

Airship America

1928Graf Zeppelin isimli Alman havagemisi Atlantik uçuşunu tamamlayarak New Jersey’ye iniş yaptı ve Atlantik Okyanusu’nu geçen ilk hava aracı oldu. Graf Zeppelin bir yıl sonra, 24 Ağustos 1929’da, Pasifik Okyanusu’nu aşarak ABD’nin Batı kıyısına ulaşacaktı.

LZ 127 Graf Zeppelin.

1997 – Cassini ve Huygens uzay sondası Cape Canaveral’dan fırlatıldı. NASA’nın geliştirdiği Cassini uzayaracı, 2004 yılında vardığı Satürn gezegenini, uydularını ve elbette halka yapısını inceledi. Cassini 15 Eylül 2017’de, ileriki yıllarda uydulardan birine düşüp buraya Dünya kaynaklı mikroorganizma bulaştırmaması amacıyla “Görkemli Son” denilen son görevle Satürn atmosferine sokularak yakıldı.

15 Ekim günü doğanlar ve ölenler:

1608 – İtalyan fizikçi ve matematikçi Evangelista Torricelli doğdu (ö. 1647). Barometrenin mucidi olan Torricelli aynı zamanda Torricelli Yasası ile de tanınır. Bu yasaya göre bir kabın alt kısmına açılan bir delikten akan suyun hızı suyun derinliğinin karesi ile orantılıdır. Bu yasa Bernoulli yasasına da bir temel oluşturmuştur. Torricelli’nin adı Ay’daki bir kratere, bir göktaşına (7437 Torricelli) ve biri Kızıldeniz’de batık olmak üzere 4 İtalyan denizaltısına verilmiştir.
1829 – Amerikalı gökbilimci ve akademisyen Asaph Hall doğdu (ö. 1907)
1909 – Amerikalı gökbilimci ve akademisyen Jesse L. Greenstein doğdu (ö. 2002)
1919 – Amerikalı kaptan, baloncu ve fizikçi Malcolm Ross doğdu (ö. 1985)
1954 – İngiliz fizikçi ve akademisyen Julia Yeomans doğdu.
1958 – İngiliz jeolog, akademisyen ve fizikçi Elizabeth Alexander öldü (d. 1908)
1964 – İtalyan albay, pilot ve astronot Roberto Vittori doğdu.

Phobos

İnsanlar Mars’ın varlığını binlerce yıldır bilseler de uydusu Phobos’un varlığından 18 Ağustos 1877 tarihinde Amerikalı astronom Asaph Hall sayesinde haberdar oldular.

Mars’ın iki uydusundan gezegene daha yakın olan Phobos kardeşi Deimos’a göre daha büyük olmasına karşın yine de 22 km çapıyla Güneş Sistemi’ndeki en küçük uydulardan biridir. O kadar küçüktür ki küresel bir şekil almasına yetecek kütleye sahip değildir. Bu nedenle patatese benzer. Yapısı C tipi asteroitlerde olduğu gibi karbon zengini kayadan oluşur. Benzer özellikteki diğer Mars uydusu Deimos gibi bir zamanlar asteroitken, gezegenin kütle çekimine yakalanarak uyduya dönüştüğü düşünülmekte.

Yörünge yüksekliği yaklaşık 6000 km olan uydu, Mars’taki bir gözlemci için günde iki defa doğup batar. Yüksekliğinin az olması, Mars’ın bazı bölgelerinde hiç görülememesine sebep olur.

Gökbilimciler Phobos’un 50 milyon yıl içinde ya Mars’a düşeceğini ya da yörüngede kütleçekim gelgit etkilerine dayanamayarak parçalanacağını düşünüyorlar. Eğer parçalanacak olursa Mars da halkalı bir gezegene dönüşebilir. Hakkımızda hayırlısı.

halkalı mars
Uydusunun hazin sonu Mars’ı daha yakışıklı hale getirebilir.

Phobos’un yörüngesindeki gariplikler gökbilimcilerin içinin oyuk olabileceğini düşünmeye itmişti. Yapılan incelemeler, Phobos’un %25-35 oranında gözenekli olması gerektiğini göstermişti. Bu sonuç gezegenbilimcilere Phobos’un Mars’ın etrafında tur atan bir “moloz yığını”ndan biraz daha fazlası olduğu konusunda yol gösterdi. Büyük ve küçük parçaların bir araya gelmesiyle oluşan bir moloz yığını, bu parçalar birbirine tam uymayacağı için içinde boşluklar oluşur.

Phobos’un MRO tarafından yakalanan görüntüsü.

Phobos üzerinde üç büyük krater var. Bunlardan en büyüğü olan Stickney ismini Phobos’u keşfeden Asaph Hall’un eşinden alıyor. 10 km çapındaki Stickney, Phobos’un ortalama 22 km olan çapıyla karşılaştırıldığında dikkat çekici biçimde büyüktür.

kaynak: mars.jpl.nasa.gov |