Nazi Almanyası’nın 9 Mayıs 1945’de yenilgiyi kabul edip kayıtsız şartsız teslim olduğu anlaşmayı imzalamasının anısına, eski Sovyet cumhuriyetlerinde ve savaşa katılan diğer ülkelerde Zafer Günü olarak kutlanır.
Uluslararası Uzay İstasyonu’ndaki Rus kozmonotlar da bugünü anmayı ihmal etmediler:
Uludağ İstanbul’dan gözükür mü? Evet gözükür. Kısa cevap bu ama hadi biraz hesap kitap yapalım:
Dünya mükemmel bir küre değildir ama hesabı kolaylaştırmak adına öyle olduğunu varsayıp yarı çapını 6,378,137 metre kabul edelim. Gerçekle aradaki fark çok küçük olduğundan bunu yapmamızda herhangi bir sakınca yok; sonucu etkilemeyecektir.
Şekilde C Dünya’nın merkezini, H ufku, O gözlemcinin bulunduğu noktayı temsil ediyor; Dünya’nın merkezi (C), gözlem yüksekliği (O) ve ufuk (H) noktaları bir dik üçgen meydana getiriyor. Dünya’nın yarı çapı (r) ve deniz seviyesinden gözlem yüksekliği (v) bilindiği için, Pisagor teoremini kullanarak ufkun uzaklığını (OH) hesaplayabiliriz:
r2 + OH2 = (r+v)2
Örneğin deniz kıyısındaki bir rıhtımda durup ufka baktığınızda, göz hizanızın deniz seviyesinden 3 metre yüksekte olduğunu varsayarsak, ufuk durduğunuz noktadan 6.2 km uzakta olacak. Bu mesafenin ilerisindeki cisimler, eğer yeterince yüksekte değillerse yani ufkun altında kalıyorlarsa görülemeyeceklerdir.
İsterseniz kendi belirleyeceğiniz yüksekliğe göre ufkun uzaklığını veren hesaplama aracını kullanabilirsiniz.
Bu hesapla İstanbul’daki yüksekliğimizi 30 m civarı kabul ederek (Yarımada’nın ortalama rakımı) ufkun uzaklığını 19-20 km olarak buluruz. Şüphesiz Uludağ daha uzakta. Görülebilmesi için uzaklık ve yüksekliğine göre çözüme yeni bir hesap eklemek gerekir.
ya da
gözlem noktası olarak Uludağ’ın zirvesini kabul edip, buranın ufukunu hesaplarız. Bu ufkun içinde kalan ve teorik olarak görülebilir her nokta aynı zamanda Uludağ’ı görüyor demektir. Uludağ’ın zirvesi 2543 m yükseklikte. Yukarıdaki hesapla Uludağ zirvesinin ufuk uzaklığını 180 km olarak buluruz. İstanbul’un uzaklığı ise yaklaşık 105 km. Bu da Uludağ’ı teoride görebileceğimiz anlamına gelir.
Pratikte ise atmosfer çoğunlukla buna izin vermez. Hava şartlarının izin verdiği sayılı günlerde bu fırsat iyi değerlendirilmeli. En iyi koşullar rüzgarın lodos yönünde estiğinde oluşuyor.
İstanbul’dan Uludağ fotoğrafları
Uludağ İstanbul’dan gözükür mü? sorusunun maddi kanıtlarını da ekleyelim:
Maltepe sahilinden kendi çektiğim Uludağ fotoğrafı. Piotr Zalewski
Eskiler bu gerçeğin zaten hep farkındaydı:
Antonie De Favray – İstanbul Panoraması. Eskiler Uludağ İstanbul’dan gözükür mü? sorusunu sorma gereği görmüyordu.
ASTROTürk’ü instagram’da takip etmek için: ASTROTürk
DİSK 1 Mayıs 1965 afişi, Soyuz fırlatma anı: Roscosmos
Roketleri kim uçuruyor? Bertolt Brecht’in “Okumuş Bir İşçi Soruyor” şiiri geliyor akla:
Yedi kapılı Teb şehrini kuran kim?Kitaplar yalnız kralların adını yazar.Yoksa kayaları taşıyan krallar mı?Bir de Babil varmış boyuna yıkılan,kim yapmış Babil’i her seferinde?Yapı işçileri hangi evinde oturmuşlaraltınlar içinde yüzen Lima’nın?Ne oldular dersin duvarcılarÇin Seddi bitince?
Yüce Roma’da zafer anıtı ne kadar çok!Kimlerdir acaba bu anıtları dikenler?Sezar kimleri yendi de kazandı bu zaferleri?Yok muydu saraylardan başka oturacak yerdillere destan olmuş koca Bizans’ta?
Atlantik’te, o masallar ülkesinde bile,boğulurken insanlaruluyan denizde bir gece yarısı,bağırıp imdat istedilerdi kölelerinden.
Hindistan’ı nasıl aldıydı tüysüz İskender?Tek başına mı aldıydı orayı?Nasıl yendiydi Galyalılar’ı Sezar?E bir aşçı olsun yok muydu yanında?İspanyalı Filip ağladı derlerbatınca tekmil filosu.Ondan başkası ağlamadı mı?Yediyıl Savaşı’nı 2. Frederik kazanmış?Yok muydu ondan başka kazanan?
Kitapların her sayfasında bir zafer yazılı.Ama pişiren kim zafer aşını?Her adımda fırt demiş fırlamış bir büyük adam.ama ödeyen kimler harcanan paraları?
Bu dünya soğuyacak,yıldızların arasında bir yıldız,hem de en ufacıklarından,mavi kadifede bir yaldız zerresi yani,yani bu koskocaman dünyamız.Bu dünya soğuyacak günün birinde,hatta bir buz yığınıyahut ölü bir bulut gibi de değil,boş bir ceviz gibi yuvarlanacakzifiri karanlıkta uçsuz bucaksız.Şimdiden çekilecek acısı bunun,duyulacak mahzunluğu şimdiden.Böylesine sevilecek bu dünya“Yaşadım” diyebilmen için… Nâzım Hikmet
...
Bu dünya soğuyacak,
yıldızların arasında bir yıldız,
hem de en ufacıklarından,
mavi kadifede bir yaldız zerresi yani,
yani bu koskocaman dünyamız.
Bu dünya soğuyacak günün birinde,
hatta bir buz yığını
yahut ölü bir bulut gibi de değil,
boş bir ceviz gibi yuvarlanacak
zifiri karanlıkta uçsuz bucaksız.
Şimdiden çekilecek acısı bunun,
duyulacak mahzunluğu şimdiden.
Böylesine sevilecek bu dünya
"Yaşadım" diyebilmen için...
Nazım Hikmet