Mariner 9

Mariner 9 robotik uzay sondası 14 Kasım 1971 tarihinde Mars yörüngesine girerek Mars’ın ve aynı zamanda başka bir gezegenin yörüngesinde dönen ilk uzay aracı oldu. Böylece NASA uzay yarışında bu başlıkta Sovyetlerin Mars 2’sini geride bırakmış oldu. NASA’nın Mariner programının bir parçası olan bu uzay sondası 30 Mayıs 1971 tarihinde bir Atlas Centaur roketi ile fırlatılmıştı.

İkizi olan ve fırlatma sırasında kaybedilen Mariner 8 için planlanan Mars yüzeyinin haritalanması görevini tamamladı. Gezegenin yüzde 85’ini haritalayan uzayaracı, gezegenin yüzeyi ile atmosferi hakkında değerli bilgiler de topladı.

Mariner 9 sayesinde Kızıl Gezegen’in tüm yüzeyini kaplayan toz fırtınaları oluşabildiğini öğrendik. Aktardığı 7000’den fazla görüntü ile Güneş Sistemi’nin en büyük yanardağını, Büyük Kanyon’u gölgede bırakan çok daha geniş bir kanyon sistemini ve ve uyduları Phobos ve Deimos’u ayrıntılı biçimde görme fırsatı bulduk.

NASA Mariner programı kapsamında Mars’a başka sondalar da göndermişti. NASA garantici davranarak aynı dönemde ikiz uzayaraçları gönderme yoluna gitti. Bu sayede araçlardan biri başarısız olsa da diğerinin görevi tamamlama şansı oluyordu.

Mariner 4, 1965’te Mars’ın yakınından geçen ilk uzayaracı oldu ve bir başka gezegeni ilk kez yakından görüntüledi. Mariner 4’ün ikiz uzayaracı Mariner 3, fırlatma sırasında başarısız oldu.

Dört yıl sonra, Mariner 6 ve Mariner 7, birbirlerinden birkaç gün arayla Mars’a ulaşmak üzere fırlatıldı. Mariner 7, Mars’ın uydularından biri olan Phobos’un fotoğrafını çekmeyi başardı.

Bu görevlerle belli başarılar elde edilse de Mars’ı daha iyi anlayabilmek için üzerinde daha fazla çalışılması gerekiyordu. Yörüngedeki bir uydu araştırma için daha fazla süreye sahip olacağından, Kızıl Gezegen’in değişen mevsimlerini belgeleyebilir ve atmosfer, manyetik alan ve çeşitli yüzey özelliklerinin ayrıntılı ölçümlerini alabilirdi. İşte bu amaçla Mariner 8 ve Mariner 9 geliştirildi.

kaynak: NASA |

Phobos

İnsanlar Mars’ın varlığını binlerce yıldır bilseler de uydusu Phobos’un varlığından 18 Ağustos 1877 tarihinde Amerikalı astronom Asaph Hall sayesinde haberdar oldular.

Mars’ın iki uydusundan gezegene daha yakın olan Phobos kardeşi Deimos’a göre daha büyük olmasına karşın yine de 22 km çapıyla Güneş Sistemi’ndeki en küçük uydulardan biridir. O kadar küçüktür ki küresel bir şekil almasına yetecek kütleye sahip değildir. Bu nedenle patatese benzer. Yapısı C tipi asteroitlerde olduğu gibi karbon zengini kayadan oluşur. Benzer özellikteki diğer Mars uydusu Deimos gibi bir zamanlar asteroitken, gezegenin kütle çekimine yakalanarak uyduya dönüştüğü düşünülmekte.

Yörünge yüksekliği yaklaşık 6000 km olan uydu, Mars’taki bir gözlemci için günde iki defa doğup batar. Yüksekliğinin az olması, Mars’ın bazı bölgelerinde hiç görülememesine sebep olur.

Gökbilimciler Phobos’un 50 milyon yıl içinde ya Mars’a düşeceğini ya da yörüngede kütleçekim gelgit etkilerine dayanamayarak parçalanacağını düşünüyorlar. Eğer parçalanacak olursa Mars da halkalı bir gezegene dönüşebilir. Hakkımızda hayırlısı.

halkalı mars
Uydusunun hazin sonu Mars’ı daha yakışıklı hale getirebilir.

Phobos’un yörüngesindeki gariplikler gökbilimcilerin içinin oyuk olabileceğini düşünmeye itmişti. Yapılan incelemeler, Phobos’un %25-35 oranında gözenekli olması gerektiğini göstermişti. Bu sonuç gezegenbilimcilere Phobos’un Mars’ın etrafında tur atan bir “moloz yığını”ndan biraz daha fazlası olduğu konusunda yol gösterdi. Büyük ve küçük parçaların bir araya gelmesiyle oluşan bir moloz yığını, bu parçalar birbirine tam uymayacağı için içinde boşluklar oluşur.

Phobos’un MRO tarafından yakalanan görüntüsü.

Phobos üzerinde üç büyük krater var. Bunlardan en büyüğü olan Stickney ismini Phobos’u keşfeden Asaph Hall’un eşinden alıyor. 10 km çapındaki Stickney, Phobos’un ortalama 22 km olan çapıyla karşılaştırıldığında dikkat çekici biçimde büyüktür.

kaynak: mars.jpl.nasa.gov |

Victoria Krateri’ndeki gezgin

Mars’ta, bilim insanlarının doğal kaynaklı olmadığına inandığı, alışılmamış bir leke keşfedildi. Lekenin mobil olduğu görünüyor ve bu leke şimdiki hipoteze göre akıllı bir uzaylı türünün tasarımı bir robot.

Gerçekte, leke NASA’nın şu an Mars’ta dolaşmakta olan robotik gezgini: Opportunity.

Marslı gezginin yörüngeden görünebilirliği geçenlerde NASA’nın Mars Keşif Yörüngecisi’nde ( Mars Reconnaissance Orbiter – MRO ) Mars Yüksek Çözünürlüklü Görüntüleme Bilimi Deneyi ( High Resolution Imaging Science Experiment ) ile kanıtlandı.

Yeni uzay aracı 2006 Mart’ında Mars etrafında yörüngeye girmeyi başarmıştı. Geçen hafta, MROVictoria Krateri bölgesini ve bölgeye henüz ulaşmış olan gezgin Opportunity’yi görüntüledi.

Mars üzerinde gezinen Opportunity ve bıraktığı izler.

Üste görülen mükemmel derecede yüksek çözünürlükteki görüntüde, bir metre boyutundaki nesneler seçilebiliyor, ve bunlara yürüyen gezgin de dahil. Böylesi görüntüler bilim insanlarına, Opportunity’nin büyük kratere girmesi için güvenli yolları daha iyi belirlemelerinde yardımcı olabilir. Sol üst köşeye iliştirilmiş görüntüde Victoria Kraterinin tamamı görünüyor.

Resimde: Rover tracks: gezgin izleri; Duck Bay: Ördek Koyu; Camera mast shadow: Kamera direğinin gölgesi; Cape Verde: Verde Burnu

Kaynak : apod.nasa.gov

ilk yayınlanma tarihi: 10 Ekim 2006, 20:39

InSight ilk selfisini çekti

NASA’nın Mars’taki yeni robotu InSight robot kolu üzerindeki kamerayla ilk selfisini çekti. 11 farklı görüntünün Curiosity’de yapıldığı gibi birleştirilmesiyle tek bir mozaik görüntü elde edilmekte. Bu fotoğrafta uzayaracının bilimsel enstrümanları ve yelpaze biçiminde açılan güneş panelleri görülüyor. Görevi yürüten takım üyeleri InSight’ın çalışma alanı denilen ve 2×4 metre genişliğinde olan, InSight’ın deney araçlarını yerleştireceği ve sondaj yapacağı Mars yüzeyinin de 52 farklı fotoğrafının birleştirilmesiyle bir mozaik görüntüsü oluşturulmuş.

InSight’ın deney gereçlerini yerleştireceği görev alanı.

Önümüzdeki haftalarda bilim insanları ve mühendisler bu çalışma alanında hangi noktalar üzerine uzayaracının deney ekipmanlarının yerleştirileceğine karar verecekler. Daha sonra InSight’a sismometre ve ısı-akımı sondasını seçilen noktaya dikkatli biçimde yerleştirmesi komutunu gönderecek. Bunların ikisi de yüzey seviyesinde düz biçimde durduklarında iyi çalışıyor. Bu nedenle büyüklüğü 1.3 cm ve üzerinde olan kayalara denk getirmemeye gayret edecekler.

InSight Elysium Planitia denilen görece daha az kayanın bulunduğu bölgeye indirildi. Burası sonradan kumla dolmuş, meteor çarpmasıyla oluşmuş bir krater. Uzayaracının diğer gezgin robotların aksine yer değiştirmesi mümkün değil. Bu nedenle ellerindeki en iyi noktaları değerlendirmekten başka şansları yok.

kaynak: jpl.nasa.gov |

Mars ve Neptün yakın konumda

Önümüzdeki birkaç gece boyunca Neptün’ü gökyüzünde Mars ile beraber görebilirsiniz. İki gezegenin gökyüzündeki görünür mesafesi 2 ark dakikadan daha az olacak. Mars’ın geçtiğimiz yazdaki yakın konumunda gördüğümüz halinden eser kalmasa da görünür boyutu hâlâ Neptün’ün 4 katı. Şu an Mars 8.9″, Neptün 2.2″ görünür çapa sahip.

Mars bize 14 ışık dakikası uzaklıkta, Neptün ise 4 ışık saati uzağımızda. Bundan ötürü gökyüzünde Mars daha hızlı biçimde yer değiştiriyor. İkiliyi gözlem için acele etmeniz gerekiyor yani.

6 Aralık 2018, Mars ve Neptün’ün 1 derecelik alandaki görüntüsü. Kaynak: Sky and Telescope

Neptün’ü 7.6 cm (3 inç) ve daha büyük çaplı bir teleskop ile kolayca görmek mümkün. Daha büyük çaplı teleskoplar iki gezegenin renkleri arasındaki ayrımı daha keskin biçimde gösterecektir. Neptün atmosferindeki metan gezegene mavi rengini veriyor; Mars’ın kızıl rengi ise demir oksitten kaynaklanıyor, yani bildiğiniz pastan.

kaynak: Bob King, Sky and Telescope