Avcı’nın kimyası yaşama uyuyor

Evren büyük ölçüde hidrojen ile doludur. Yıldızların yakıtını yine bu en hafif element oluşturur; ta ki yıldızın çekirdeğinde tükenene kadar. Yıldızın merkezindeki basınç ve sıcaklığın etkisiyle hidrojen atomları füzyon reaksiyonu geçirerek birbiri ile birleşir ve daha ağır olan helyum atomu oluşturur. Merkezdeki hidrojenin tükenmesiyle helyum ve oluşan daha ağır elementler füzyona uğramaya başlar. Bu şekilde daha ağır atomlar ortaya çıkmış olur.

Yıldız merkezinde ortaya çıkan ağır elementler, yıldızın ömrünü tamamlayıp sahip olduğu maddeyi uzaya saçmasıyla etrafa dağılırlar. Oluşan enkaz yeni güneş sistemlerinin doğumhanesi konumuna gelebilir. Bu durumda ilk yıldızın merkezinde üretilen maddeler yeni güneş sisteminin kimyasına katılır. Tıpkı Avcı Bulutsusu‘nda olduğu gibi.

Avcı (Orion) Bulutsusu, M42, bizden 1350 ışık yılı uzaktadır. VISTA ile elde edilen bu görüntü gökyüzünde 1.5 derecelik alana yayılıyor.

Avcı bulutsusu (nebula) aynı zamanda M42 olarak da biliniyor. Bize 1.300 ışıkyılı uzaklıkta ve 24 ışıkyılı boyunca uzanır. Teleskop ile bakıldığında amatörlere güzel bir manzara sunana Avcı, yeni yıldzların oluşumunu araştırmak isteyen astronomlar için de önemli bir kaynak. Bu kaynak üzerinde yapılan araştırmalar, bulutsunun yaşam için gerekli kimyasallara sahip olduğunu gösteriyor.

Işık ışınları ayrıştırıldığında meydana gelen tayfta, ışık kaynağını oluşturan moleküllerin kimyasal parmak izi ortaya çıkar. Tayfçekerler (spektrograf), gökcisimlerinden gelen ışınların tayfını çıkartarak, bu parmak izinden o gökcisminin hangi maddelerden oluştuğunu tespit edebilmemizi sağlıyor.

Avrupa Uzay Ajansı’nın geçen yıl uzaya fırlattığı Herschel teleskobu yeni veriler topladı. Herschel daha hassas tayfçeker tekniği kullanan HiFi aletine (Heterodyne Instrument for the Far Infrared – Yakın Kızılötesi için Heterodin Aracı)  sahip. Bu sayede teleskop, biliminsanlarına uzayın kimyasını daha iyi anlama imkanı sağlıyor. Avcı (Orion) bulutsusu üzerinde yapılan incelemelerde, bulutsunun (nebula) yaşam için gerekli olan tüm maddelere sahip olduğunu gösterdi. Potansiyele sahip olsa da henüz yıldızlar ve varsa etrafındaki gezegenler oluşumunu tamamlamadığı için, yaşamın oluşabilmesi içinse henüz çok erken.

kaynak: wired.com |

Bir cevap yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir